Son yıllarda aşırı turizm ve aşırı turizmin etkileri daha fazla tartışılmaya ve haberlere konu olmaya başlamıştır. Aşırı turizm, küresel turizm endüstrisinin en büyük sorunlarından biri olarak görülmektedir. Bu olgu, özellikle popüler turistik destinasyonlarda yerel halkın yaşam kalitesi, kentsel alanların sürdürülebilirliği ve çevresel dengeler üzerinde ciddi tehditler oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Henri Lefebvre’nin “Kent Hakkı” teorisi, aşırı turizmin özellikle sosyo-mekânsal etkilerini değerlendirmek için uygun bir teorik çerçeve sunmaktadır. Lefebvre’nin yaklaşımı, kentlerin, öncelikli kent sakinleri için var olması gereğini ve kentin kulanım değerini vurgulamaktadır. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) de aşırı turizmin yarattığı tahribatın farkında olarak politikalar geliştirmektedir. Küresel bir sorun olarak ele alınan aşırı turizmin çözümü için küresel bir çerçeve sunmaktadır. Ancak, UNWTO’nun geliştirdiği bu politikaların yerel toplulukların kent hakkı ile ne kadar örtüştüğü tartışmalı bir konudur. Bu makalede, UNWTO’nun aşırı turizmle mücadeleye yönelik önerileri, kent hakkı perspektifinden ele alınarak irdelenmektedir. Çalışma, UNWTO’nun politika önerilerinin kent hakkı bağlamında eleştirel olarak irdeleyerek kent hakkının kullanılabildiği bir kentin oluşmasına katkı sağlayabilecek bir tartışmayı yürütmeyi amaçlamaktadır.
In recent years, overtourism and its effects have been increasingly discussed and reported in the news. Overtourism has been identified as one of the major problems facing the global tourism industry. This phenomenon poses a serious threat to the quality of life of local people, the sustainability of urban areas and the environmental balance, especially in popular tourist destinations. In this context, Henri Lefebvre's 'Right to the City' theory provides an appropriate theoretical framework for assessing the socio-spatial impacts of overtourism. Lefebvre's approach emphasises the need for cities to exist primarily for their inhabitants and the utility value of the city. The United Nations World Tourism Organisation (UNWTO) is also developing policies in recognition of the damage caused by overtourism. It offers a global framework for the solution of over-tourism, which is considered as a global problem. However, the extent to which these policies developed by UNWTO overlap with the right to the city of local communities is a controversial issue. In this article, UNWTO's proposals for combating overtourism are analysed from the perspective of the right to the city. The study aims to critically examine UNWTO's policy recommendations in the context of the right to the city and to conduct a discussion that can contribute to the formation of a city where the right to the city can be used.