Türkiye’de 2000’li Yıllar: Geleneksel Grevlerin Sonu mu?

Author :  

Year-Number: 2024-7(2)
Yayımlanma Tarihi: 2024-05-23 14:51:50.0
Language : Turkish
Konu : Sociology
Number of pages: 301-315
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Türkiye’de genelde sendikal hakların, özelde de grev hakkının kullanımı ve sınırları meselesi Osmanlı İmparatorluğu’ndan bugüne kadar hep tartışılmıştır. 1909 tarihli Tatil-i Eşgal Kanunu’ndan, 2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na kadar geçen yüz yıldan fazla bir zaman diliminde grev hakkına ilişkin çeşitli yasalar çıkarılmış ve grev meselesi ve grev hakkına ilişkin tartışmalar çoğunlukla çıkarılan bu yasalar üzerinden yürütülmüştür. Grev hakkının 1980 askeri darbesinde sonra büyük ölçüde sınırlandırılması ve yasanın aradığı şartlar neticesinde yalnızca toplu iş sözleşmesi esnasında yaşanan uyuşmazlık üzerine uygulanmasını mümkün kılan “kanuni grev” düzenlemesi, grev hakkının kullanımına ilişkin tartışmaları iyiden iyiye ‘yasal’ zemine taşımıştır. 2000’li yıllar AKP hükümetlerinin hem emek rejimi hem grev hakkına ilişkin 1980’nin devamı niteliğindeki yasal düzenlemeleri hem de grev ertelemeleri/yasaklamaları yönündeki uygulamaları nedeniyle grev hakkının fiilen neredeyse kullanılamadığı yıllar olarak öne çıkmıştır. Grev ertelemeleri/yasaklamalarını yanı sıra, işkolu ve toplu iş sözleşmesi yetki itirazı, grev oylaması gibi uygulamalar da grev hakkının kullanımını doğrudan ve/veya dolaylı yoldan etkileyen yasa kaynaklı uygulamalar olmuştur. Grev hakkının yasal düzenlemeler yoluyla engellenmesi veya kullanımının sınırlandırılmasına ek olarak ise işverenler tarafından uygulanan grev kırıcılık yöntemleriyle birlikte de uygulamaya konulan “kanuni grev”in etkisizleştirilmesi yoluna sıklıkla başvurulmuştur. Tüm bu tartışmalar ve etkenler ışığında ise 2000’li yıllarda yasada kanuni grev olarak adlandırılan ve çalışmada ise geleneksel grev olarak adlandırılacak olan grevin mevcut durumunun ve geleceğinin farklı yönleriyle tartışılması gerekliliğinin arttığı söylenebilir. Bu çalışmada öncelikle grev kırıcılık kavramı ve olgusu kısaca ele alınacak ve daha sonra 2000’li yıllarda grev hakkının durumu ve geleneksel grevlerin etkinliği/etkisizliği, grev kırıcılık temasıyla birlikte 2013 tarihinde Hava-İş Sendikası tarafından gerçekleştirilen Türk Hava Yolları (THY) grevi üzerinden ele alınacaktır. Çalışmada esas olarak yasal düzenlemeyle kullanımı kısıtlanan grev hakkının uygulanmaya konulduktan sonra -bir diğer ifade ile yasanın öngördüğü “kanuni grev” özelliğini kazandıktan sonra- yasal ve yasadışı grev kırıcılık uygulamalarıyla nasıl etkisizleştirilmeye çalışıldığı THY grevi üzerinden incelenecektir.

Keywords

Abstract

In Turkey, the exercise and limits of trade union rights in general and the right to strike in particular have always been debated since the Ottoman Empire. For more than a century, from the 1909 and to the 2012 various laws on the right to strike have been enacted and discussions on the issue of strikes and the right to strike have mostly been conducted through these laws. The right to strike was restricted to a great extent after the 1980 military coup and the ‘legal strike’ regulation, which, as a result of the conditions required by the law, made it possible to apply the right to strike only in the event of a dispute during a collective bargaining agreement, moved the debates on the exercise of the right to strike to the ‘legal’ ground. The 2000s stood out as years in which the right to strike was virtually unavailable due to the labor regime of the AKP government, its legal regulations on the right to strike, which were the continuation of the 1980s, and its practices of strike postponements/bans. In addition to strike postponements/prohibitions, practices such as objections to the authorization of the sector of work and collective bargaining agreements, and strike ballots have also been legislative practices that directly and/or indirectly affect the exercise of the right to strike. In addition to preventing or limiting the use of the right to strike through legal regulations, the legal strike has often been neutralized through strike-breaking methods used by employers. In the light of all these discussions and factors, in the 2000s, it has become more necessary than ever to discuss the current situation and the future of the strike, which is called a legal strike in the law and will be called a traditional strike in this study, from different aspects. In this study, firstly, the concept and phenomenon of strike-breaking will be briefly discussed, and then the status of the right to strike in the 2000s and the effectiveness/ineffectiveness of traditional strikes will be discussed with the theme of strike-breaking through the Turkish Airlines (THY) strike implemented by the Hava-İş Union in 2013. The study will mainly examine how the right to strike, which is restricted by the legal regulation, is tried to be neutralized through legal and illegal strike-breaking practices after it is put into practice, in other words, after it gains the ‘legal strike’ feature stipulated by the law, through the THY strike.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics